Bir Delinin Kaleminden...: Aralık 2015

LÜTFEN DİNLEYİNİZ

31 Aralık 2015 Perşembe

''Merhaba'' Dedi...

Merhaba dedi ayaklarına dolaşan bir telaş ile!
‘’Merhaba’’…

Tanışıyorduk;
Aylardan aralık ve içimi üşüten bir Perşembe günü!
‘’Merhaba’’ dedi içime çarpan dalgalar ile,
Sert ama kafiyesi kalbime oturmuş şiirler gibi;
‘’Merhaba’’ dedi, ‘’merhaba’’…

Sonu olmayan bir sondu ellerinin ellerime merhabası!
Karı yağdıran bir duaydı belki de bilmiyorum,
Aylak bakışlarımın yere düştüğü yerde!
Koşar adım gelişlerin vardı,
Maviye çalan bir makyajın,
Ya da ben maviye bürümüştüm seni o gün bilmiyorum!
Perşembeydi;
Ve şaşkınlığım avuçlarıma düşerken;
‘’Merhaba’’ dedi, gözbebeklerimi öperek ‘’merhaba’’…








Nasıl bir gelişti bu;
Ya da nasıl bir çalıp gitmekti akılımı oracıkta ayaküstü!
Anlamadım, anlatamadım;
Bocaladım kaldım, dizlerim benden habersiz,
Saçlarımda mevsimin asabi rüzgarı!
Kalbimin üstünde dans eden bakışların,
Gülüşleri güzelliklere bulanmış kadın!
Aylardan aralıktı;
İsmini ismime demirleyen bir eda ile;
‘’Merhaba dedi, ‘’merhaba’’…

Usul usul yürüdüm sonra…
Ne kadar yürüdüm bilmiyorum,
Bilmediğim her yer tanıdıktı o an bana!
‘’Merhaba’’ dedi gitti;
Kısa gibi görünen en uzun bakışımı bıraktım oracıkta…
‘’Merhaba’’ dedi;
‘Hayatıma hoş geldin’ der gibi, ‘’merhaba’’
Tanışmıştık!
Hayatına hoş geldiğim kadın;
Kalemime yeni şiirler sürükleyerek;
‘’Merhaba’’ dedi ‘’merhaba’’

Yavaşça öptüm gözlerinden, haberi yoktu!
Ben geldim hayatına,
Ben geldim kalbinin dolaştığı diyarlara,
Ben geldim gözlerinde gözlerimi bulmaya dedim duymadı!
‘’Merhaba’’ dedi ve sustu,
Kaçamak bakışlarımdan başka bir şey bırakmadı bana!
Ay kaçıyordu, ben tutuşuyordum bir daha!
Konuşur gibi susarak,
Gözlerindeki gözlerime bakarak,
Ve öperek bütün talihsizliklerinden,
Dedim ki;
Sana da ‘’merhaba’’ gülüşleri gönlümü öpen kadın;
Sana da ‘’merhaba’’…

Aşkın Şairi

30 Aralık 2015 Çarşamba

Kilise Gölgesinde Seviyorum Seni...

Ne aklımı ne kalbimi dinliyorum!
Arafın tarafındayım bugün,
Seninle ama sensiz günler çalıyorum kendimden!
Zamana dur dediğim yerdeyim,
Zamanın durmadığı şarkılar dinliyorum..



Eskisi gibi değilim,
Pazar günleri kiliseye gidiyorum,
Seni sevmelerimi inancıma bırakıyorum!
Her şeye yarım bıraktığım yerden devam ediyorum..
Cadılar bayramını kutluyorum mesela,
Kurallara kurallarımla karşı koymayı öğrendim!
İnancımı kilise çanlarına bağladım!
Dualarıma ve dileklerime mumlar yakıyorum,
Kilise gölgesinde içiyorum sigaramı,
Her köşe başında bir mevsim değiştiriyorum,
Yazımı fırtınalara, kışımı kana buluyorum!

‘’Ben’’ karakterinde yazılar yazıyorum şimdi,
Senli kafiyelerime benzin döküp yakıyorum,
Olması gerektiği gibi değil de;
Olmaması gerektiği gibi yaşıyorum!
İnandığım gibi;
Kilise gölgesinde seviyorum seni;
Seni; kilise gölgesinde seviyorum…


Aşkın Şairi

29 Aralık 2015 Salı

Sen Bana Acısın...

...
Sen bana acısın!
Çekeceğim varmış diyorum,
Keyfini süre süre acını çekiyorum işte...

Aşkın Şairi

Can Yakma Konusunda..

...
Merak etme!
Senden daha güzel kimse canımı yakmadı daha önce!
Sen bir ilksin;
Can yakma konusunda üstüne yok anlaşılan...

Aşkın Şairi

Kaç Kilise Mesafesi...

...
Kalbinle kalbimin arası kaç kilise mesafesi bilmem ama;
Ben seni unutmaya yemin ettim, bil isterim...



Aşkın Şairi

Canımız Cehenneme

Seni sevdiğim için benim;
Beni sevmediğin için senin;
Kısacası ikimizin de canı cehenneme…


Aşkın Şairi

Aklın Varsa 'SUS'...

Bugün her şeyden ve herkesten nefret ettim, en çokta kendimden, anlaşamıyorum kendimle şu günlerde…
İnsan kendisiyle anlaşamaz mı? Ben anlaşamıyorum işte, kafamın içindeki sesle kalbimin içindeki sesin savaşına şahitlik ediyorum, ne kafamın içindeki ses, ne de kalbimin içindeki ses galip geliyor, anlamadığım nokta ise bu savaşta en çok darbeyi ben alıyorum! Kafamla kalbim savaşıyor yarayı ben alıyorum ‘where is the adalet be gülüm?’…

Ne çok nefret ettim seni tanıdığım günden! Ne çok? diyeceksin tahmin edemeyeceğin kadar çok nefret ettim işte, nasıl anlarsan anla, kırmızı ışıkta yeşili beklediğin kadar bile nefret ettim, gerisini sen anla… Şeytanla tek kale maç yapıyorum şu sıralar, ne vakit kalbime yönelsem kalemde bir gol daha görüyorum, şeytana yenik düşüyorum anlasana, gelme aklıma gelme kalbime, yoruyorsun beni diyemiyorum ama anla işte yoruyorsun beni! Kaçmak ne kadar uzağa gidince gerçekten kaçmak oluyor acaba? Senden diyorum okyanus gözlü kadın senden ne kadar uzağa kaçarsam bunun adı gerçekten kaçmak olur ve ben ne zaman bu saçma sapan düşüncelerimden arınırım?
Boşver ne sen beni anlıyorsun, ne de ben sana kendimi anlatabiliyorum!
Hadi susuşalım, böylesi daha huzurlu, bakma öyle satırlarıma, aklın varsa ‘sus’ diyorum sana…


Aşkın Şairi

Adresi Sen Olmayan Yazılar...

Gecenin körü mü sabahın seheri mi bilmem, yine yazıyorum görünüşe göre.
Ve sen, sana yazdığımı düşünerek okuyacaksın her zaman ki gibi yazdıklarımı, ama ‘okuma’ çünkü sana gibi yazılmış ama adresi sen olmayan yazılar yazıyorum artık, ne büyük yanılgı ki, sana benzeyen ve sana yazıldığı düşünülen satırlarımda nefes alıyorum ben.


Bana ilk sarıldığın günü hatırlıyor musun? Muhtemelen hatırlamıyorsun, Nisan’ı Mayıs’a bağlayan bir günün ortalarıydı vakit, içimde sen kokulu yağmurlar, dışımı bürüyen toprak kokusu, ve tarifi mümkün olmayan bir sarılış! İçimden ılık ılık akıp giden şeyler oldu o an, giden neydi bilmiyorum! Sanki kalbim ‘bana müsaade’ der gibi kalkıp gitti benden, öylece kalakaldım. Sen şimdi neler düşünüyorsun kim bilir? Acaba aklı nerde, kalbi kimde? Kime yazıyor bunları diye düşünüyorsundur, ya da düşünmüyorsun kim bilir? Erkek aklı işte düşünceler bundan öteye gitmez ve bilirim ki sen asla bu yazıyı okumayacaksın ve hiçbir zaman da bu soruları sormayacaksın! 


Benim yazacaklarımsa bundan öteye gitmez zaten, e madem her şey de anlaştık, bi çay içeriz artık ne dersin? Uzaktan uzağa tabii, sen kahveni iç, ben çaya hayır demem bilirsin. Anlaşılması güç şeyler düşlüyorum, kağıda dökülmesini istemediğim şeyler belki bunlar, iki satırın arasındaki araftayım ben ve sen benim sol yanıma düşen en gereksiz ve yersiz ateşsin. İçim yanmıyor diyemem ama bütün bu acılarımın ve satırlarımın sahibi sensin de diyemem, ne biliyim işte sanki yine rakıdan dönüyor dünya gözümde ve ben ne dediğimi bilmiyorum. Sana yazıldığını düşünerek ‘okuma’ bunları çünkü artık sana dair yazılacak fazla bir şey kalmadı bende ve anladım ki artık sende herkes gibisin diyordu ya şair; haklı, artık sende herkes gibisin ve şimdi herkes gibi oku satırlarımı…


Aşkın Şairi

26 Aralık 2015 Cumartesi

Rakı İçelim En İyisi...

Aklıma ne takıldı biliyor musun?

Biz seninle hiç rakı içmedik değil mi? O rezil tadı hiç beraber tatmadık! Bu bizim için büyük bir kayıp bence, en kısa zamanda seninle rakı içmeliyiz! Yoksa yürümez böyle, seninle rakı içmemiş olmanın eksikliği ile yaşayamam ben bilirsin. Bilinmedik bir meyhaneye gideriz seninle, bir büyük devirir miyiz gözgöze, romantizm anlayışıma diyecek yok biliyorum ama düşünsene; gözlerine demir atarken gözlerim rakımı yudumluyorum, bundan iyi sevemem seni zaten!
Böyle olmayacak, biz seninle rakı içelim en iyisi…


Aşkın Şairi

Sen Hiç Birini Mardin Kadar Sevdin Mi?

...
Sen hiç şiir yazmak için otobüse bindin mi?
İçime gelişler kadar gidişler bırakan kadın!
Sen hiç şiir yazmak için otobüse bindin mi?

İlkbahar bile gelmesin artık,
Yürümeyi sevmiyorum şimdilerde,
Şehir şehir kendimi arıyorum,
Ve şimdilerde içim tıklım tıklım Mardin!
Girdiğim ıssız sokaklarda kaybolup gidiyor benliğim!
Hangi köşeyi dönsem bir benzerini görüyorum sokakların!
Üstüme düşen akşam güneşi,
Ve kaldırımlar bir ucu yüreğime giden!

Sen hiç şiir yazmak için otobüse bindim mi?
Yaz günü içime karlar yağdıran kadın!
Sen hiç birini Mardin kadar sevdin mi?

Yeni yetme şiirler yazmak için bindiğim otobüsler gelip geçiyor içimden!
Cam kenarı diye ‘can’ kenarına mı oturduk yoksa bilmeden!
Mardin’in surlarına çarpıyor hayallerim,
Ve sen düşüyorsun yıldızlardan avuçlarıma,
Kaybolup gidiyor dileklerim, içime hüzünler katarak!
Gidişler bırakıyorsun bana gelişlerinden çok daha fazla!
Ölü şarkılar besteliyorum yokluğuna,
Mevsimsiz yağmurlar damlıyor satırlarıma,
Ve notası yekpare bir ayrılık düşüyor payıma!
Nereye baksam bir parça sen,
Irmaklardan edalar toplayan kör kütük sarhoş bakışlarım!
İçime koşar adım sancılar bırakan kadın;
Sen hiç birini Mardin kadar sevdin mi?
Bence sevmedin!
Ama Mardin kadar sevildin!
Nerden mi biliyorum?
Kendimden;
Çünkü ben seni;
Mardin kadar sevdim be kadın!
Ben seni, Mardin kadar sevdim;
Ya sen?
Sen hiç birini Mardin kadar sevdin mi?



Aşkın Şairi

25 Aralık 2015 Cuma

Beşinci Mevsim...

...
Bazen hayatımıza hoş geldiğini düşündüğümüz insanlar bize çok şey katar,
Hayat gibi, 
Su gibi,
Bir damla huzur gibi,
Beşinci mevsim gibi, 
İllaki bir şey katarız hayatlarımıza,
Umarım hayatına iyi şeyler katarım;
Merhabası karambole gelen bayan...


Aşkın Şairi

24 Aralık 2015 Perşembe

Kalbimin Keşkesi...

Keşkelerime merhaba..

Keşke başka bir hayat yaşıyor olsaydım diyorum, bu satırları yazmak yerine başka bir uğraş olsaydı elimde ve ben, ben olmasaydım. Keşke bazı insanlar da aslında tanıdığımız kişiler olamasaydı ve herkes okunmadığında şiir gibi duran yazılar gibi olsalar. Bir insanı tanımadan ne olduğunu bilemezsin, zaten tanıdıktan sonra da muhtemelen pişman olacaksın, nerden mi biliyorum kendimden! Tanıdığım herkes bana defalarca kez pişman olmayı öğretti ve öyle çok ezberime aldım ki bunu, gözüm kapalı resmini çizerim pişmanlığın. Kendimi tanıdığıma da pişmanım soracak olursanız ve bir şansım olsaydı kendimi tanımamak isterdim doğrusu. Keşke tanımasaydım seni keşke tanımasaydım sana benzettiğim herkesi, ve bana benzemesini istediğim şiirleri, keşke tanımasaydım içime keşkeler atıp kaçan keşkeler katili insanları..

Keşke diyorum canım yansaydı ama keşkelere kurban etmeseydim tanıdığıma pişman olduğum kendimi, keşkeler katili olup çıktım sonra. Mevsimini şaşırmış ağaçlar gibiyim şimdilerde olur olmadık rüzgarlara aldanıp çiçek açıyorum bir anda gelen yağmur ve soğuk hava ile soğuk alıp döküyorum çiçeklerimi. Keşke diyorum, keşke başka hayatları yaşıyor olsak ve başkaları da bizim hayatımızı yaşasa, şuan ben bu yazıyı yazmasam ve sen bu yazıyı okuyor olmasan. Düşünsene sen benim bende senin hayatını yaşıyorum; eminim ki çokta fazla dayanamazdın benim hayatıma, ben senin hayatına ne kadar dayanırım bilemem ama sen benim hayatıma fazla dayanamazsın, ilk durakta inersin otobüsten ya hani onun gibi bir şey pes edersin işte.. Keşkeler keşkesi acınılası bir keşkeyim şimdi, gel ve tut ellerinden bütün keşkelerimi ve beni yarına bırakma, hayatını hayatıma kat ve bütün keşkeleri ateşe verelim, hadi tut keşkelerimin ellerinden, kalbimin keşkesi...


Aşkın Şairi 

Gözlerime Merhaba De Lütfen..

Şimdi susuyorum!
Belki biraz sonra kalkıp bir kahve yaparım kendime. Senden sonra kahve yapmayı öğrendim, iyiden iyiye sana benzedim ve yokluğunu hissetmemek için sen varmışsın gibi davranıyorum. Sol yanıma öpücükler konduruyorum. Bugün de yazılmaya değer ne varsa yazıyorum. Ne ara 'canın' oldum ben senin? Dudaklarından canın olduğum ifadesi düşüyor.. Ben alışkın değilim bu kadar kısa sürede birinin 'can'ı olmaya. Korkarım yarın bir gün canı olduğum kişiye sızı olmaktan. Beni seveceksen gir hayatıma ve baştan yarat beni, ben sadece susarım konuşmamı bekleme gözlerimden anla ve sevebildiğin kadar yaşa beni, çünkü ben bu hayata fazlayım, benden alabileceğin her ne varsa bir an önce al, bugün varım, yarın belki de yokum.

Beni sevdiğini söyle çünkü yabancısıyım bu cümlenin ve bunu her dakikanın başında ve sonunda belirt lütfen.
Her günaydın mesajından önce ve sonra beni sevdiğini söyle, laf aralarına sıkıştır ve sev beni işte. Uçurtmalar kadar özgür bırak içimde kurumaya yüz tutan sevmelerimi ve bir yudum sev beni. Benimle elele yürü, sanki çalacaklarmış gibi sımsıkı ama sımsıkı tut ellerimi, ben bırakmak istesem de 'benden seni çalma' de bana mesela, bir kez daha seveyim seni.. Benimle deli ol, sokak ortasında haykıralım avazımız çıktığı kadar, sağdan soldan geçenlere aldırış etmeden özgürce delirelim seninle.. Ne ara bu canın oldum bilmiyorum ama tut ellerimden ve gözlerime bana merhaba de, gözlerinden öpeyim bende.

Gözlerime Merhaba De Lütfen...


Aşkın Şairi  

Akıllanıyorum Galiba...


Üniversite de bir hocam vardı!
Bir gün oturduk dertleşiyoruz;
Sana dair ne varsa döktüm içimi!
Hocam sana bir şey demedi;
Söylediği tek şey;
‘’Sendeki aşk bu ülkeye fazla, bu ülke sendeki aşkı kaldıramaz, ayakların yere bassın biraz’’ demişti…
O günden beri ayaklarım yere basarak seviyorum seni.
Akıllanıyorum galiba…


Aşkın Şairi

21 Aralık 2015 Pazartesi

Ben Aşkın Son Haliyim...

Ben aşkın son haliyim…
İklimler değişiyor,
Herkes zamanla büyüyor!
Ben sanki aynı yerde gibi..
İçimden şarap kokulu düşler geçiyor!

Ben aşkın son haliyim…
Eski zamanlardan bir şarkı çalıyor;
‘Rüyalar da buluşuyoruz’
Aklıma bile gelmiyorsun artık!
Güneşi kucaklayan bir İstanbul sabahı,
Ve Galata da, uslanmaz bir hangâme!
Boğaza selam veren vapur sesleri,
İçimi süpüren arsız bir rüzgar!

Ben aşkın son haliyim…
Kalbime batıyor cam kırıklıkları,
Adımlarımı unuttuğum sokaklarda, detone oluyor adımlarım!
Bulutlarla sarmaş dolaş gökyüzü!
Ve martılar, içimi süsleyen!

Ben aşkın son haliyim…
Ellerimde dualar,
Keşkesi gecikmiş tren bileti bir de!
Dağları delen bir demir yolunda koşuyor bütün düşlerim,
Dudaklarımda kalan bir yudum ıslığım,
Ve ardımda bıraktığım şarap kokulu çığlığım!
Gittiğim ve gideceğim her yer, sen kadar yabancı bana!
Soruyorum sana;
Ben aşkın hangi haliyim?
Ben, aşkın hangi haliyim…?


Aşkın Şairi


18 Aralık 2015 Cuma

Centilmenlik...

Bir erkeğin, bir bayanın elini öpmesi kadar güzel bir şey yok bence!
Siz bilir misiniz ki, o parmakların dudaklarıma uzanmasını;
Bence bilemezsiniz...

15 Aralık 2015 Salı

Bazı AŞK'lar..

...
Bazı aşklar;
Sadece saplantıdır!
Delirmeye ramak kala duranlar vardır!
Ben durmaya ramak kala delirenlerdenim;
Benden her şeyi bekle...



Aşkın Şairi

YASAL UYARI

ŞİİRLERİN İZİN ALINMADAN KOPYALANMASI VE KULLANILMASI 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASINA GÖRE SUÇTUR. TELİF HAKLARI GEREĞİ İÇERİKLERİN PAYLAŞILMASI YASAKTIR, AKSİ HALDE HUKUKİ İŞLEM BAŞLATILACAKTIR...